Kıymetli Müslümanlar!
Hucurât sûresinde verilen bir başka mesaj ise,
Tarih: 18.04.2025
﷽
ض
ن َ م ِ يرا
م ٌ ث ْ ِا ن ِ الظ
بَع ن َ ِا ن ِ الظ
ث ۪ ك َ وا ب ُّ ن ِ ت َ ْاج وا ن ُّ م َ ا ٰ ن َ ي ذ ۪ َ ال ا ه َ ُّ اَي يََٓا
. .. ضا
ت غ ْ َي َل َ و َ وا س ُّ س َ َج َ ت َل َ و َ
بَع ْم ك ُّ ض
بَع ب
َق و َ
َي ل ص
س ُّ ر َ ال
: م َ َ ل س َ و َ ه ِ ي ْ َل ع َ ُّ اّلل
ٰ ول
اّلل
ر ِ َش ْن م ِ و َ ى ر ِ ص
َب ر ِ َش ْن م ِ و َ ى ع ِ ْم س َ ر ِ َش ْن م ِ ك َ ب ِ ذ ُّ و ع ُّ َ أ ِى إِن م َ ه ُّ لل ٰ َا
... ى ب ِ ل ْ َق ر ِ َش ْن م ِ و َ انِى س َ ِل
HUCURÂT SÛRESİ: ERDEMLİ BİR TOPLUMUN
İNŞASI
Muhterem Müslümanlar!
İnsanın; yaratıcısıyla, diğer insanlarla ve
çevresiyle ilişkilerini düzenleyen, bu konuda temel
ilkeler getiren sûrelerden biri de Hucurât sûresidir.
Bir diğer adı da ‘Ahlak sûresi’ olan Hucurât
sûresi; insanların ancak imanla şeref bulacaklarını,
İslam’la izzete kavuşacaklarını haber vermektedir.
Müminlerin; iman bağıyla birbirlerine kenetlenmeleri,
âdâb-ı muâşerete riayet etmeleri, birlik ve
beraberliklerine zarar verecek her türlü söz, tutum ve
davranıştan kaçınmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimizin Hucurât sûresindeki ilk mesajı
şöyledir: ه ِ ِول س ُّ ر َ و َ اّلل
ٰ َي ِ يَد ن َ ي ْ َب وا م ُّ د ِ ق َ ُّت َل َ وا ن ُّ م َ ا ٰ ن َ ي ذ ۪ َ ال ا ه َ ُّ اَي يََٓا “Ey
iman edenler! Allah’ın ve Resûlü’nün önüne
geçmeyin...” 1 Allah ve Resûlü’nün önüne geçmemek;
onları herkesten çok sevmektir. Allah’ın rızasını,
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in muhabbetini her şeyden
üstün tutmaktır. Her zaman ve her yerde Kur’an’a ve
sünnete gönülden bağlanmaktır. Allah ve Resûlü’nün
koyduğu hükümleri; karar ve tercihlerimizden, görüş ve
düşüncelerimizden daha önemli ve daha değerli
görmektir. Hülasa, Allah ve Resûlü’nün önüne
geçmemek, her mümin için bağlayıcı bir emir, imânî bir
zorunluluktur.
Hucurât sûresinde verilen bir diğer mesaj ise,
َ ن ْ ِا وا ن ُّ م َ ا ٰ ن َ ي ذ ۪ َ ال ا ه َ ُّ اَي يََٓا “Ey iman
َٓوا ن ُّ ي َ ب َ ت َ ف َ ٍ۬ أ ب َ ن َ ِب ق ٌ اس
ف ْم ك ُّ ء َ ا ج
edenler! Size bir fâsık haber getirirse onun
doğruluğunu araştırın...” 2 emridir. Ayet-i kerime,
bizleri; yalan haber ve yanıltıcı bilgilere karşı dikkatli
olmaya çağırmaktadır. Zira ister gerçek hayatta isterse
dijital mecralarda yalan haberleri yaymak, doğruluğu
teyit edilmeyen bilgileri paylaşmak; insanlar arasında
fitne ve fesadın ortaya çıkmasına, toplumda huzur ve
güven ortamının zedelenmesine sebep olmaktadır. Nice
insanların hayattan kopmasına, nice yuvaların
dağılmasına, nice dostlukların bozulmasına yol
açmaktadır. Asla unutmayalım ki, doğruluğundan emin
olunmayan bir bilgiyi ve haberi paylaşmak, büyük bir
günah, ağır bir vebaldir.
قَوْم ْن م ِ م ٌ ْقَو ر ْ َخ ْيَس َل َ وا ن ُّ م َ ا ٰ ن َ ي ذ ۪ َ ال ا ه َ ُّ اَي يََٓا “Ey iman edenler!
Bir
topluluk
almasın...”,
diğer
bir
topluluğu
alaya
ْ ب ِ وا ز ُّ َتَنَاب َل َ و َ ْم ك ُّ س
اب
ف ن ْ َا َٓوا ز ُّ م ِ َل ْ ت َل َ و َ
ق َ ل ْ اَل
“...Birbirinizi
karalamayın,
birbirinizi
kötü
lakaplarla çağırmayın...” 3 buyruğudur. İslam’a göre
insan, hürmete ve saygıya layıktır; şakayla bile olsa el,
dil, kaş veya göz işaretiyle alaya alınamaz. İnsanın
onuruna dil uzatılamaz; ona, şeref ve haysiyetini
zedeleyecek lakaplar takılamaz. Bütün bu yanlışların
sebebi, Allah’ın asla sevmediği gurur ve kibirdir; kişinin
kendini beğenmesi, karşısındakini küçük görmesidir.
Hucurât sûresinde verilen diğer bir mesaj ise, “Ey
iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü
zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu
araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın...” 4
uyarısıdır. Mümin; elinden ve dilinden güvende olunan
kişidir. Mümin, insanlara karşı daima hüsn-ü zan besler;
başkalarının değil, kendi kusurlarıyla ilgilenir. Mümin,
gıybet etmez, dedikodu yapmaz, laf taşımaz.
Değerli Müminler!
Allah Teâlâ, Hucurât sûresinde bütün insanlara
şöyle seslenmektedir: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz
sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizle
tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.
Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı
gelmekten en çok sakınanınızdır...” 5 Yüce dinimiz
İslam; her türlü ırkçılığı yasaklamıştır. Hal böyleyken
bugün; kendini medeni ve seçkin gören, insanlıktan
nasibini almamış, vahşetten beslenen zalimler,
Filistin’de, Gazze’de ve başka pek çok yerde her türlü
zulüm, işkence ve baskıyı Müslümanlara reva
görmektedir. Cenâb-ı Hak ise bütün bu kötülüklerin son
bulması için ümmet-i Muhammed’in yapması
gerekenleri Hucurât sûresinde şöyle açıklamaktadır:
“Müminler ancak Allah’a ve Resûlü’ne iman eden,
ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda
mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar,
doğru kimselerin ta kendileridir.” 6
Yüce Rabbim, Hucurât
hakikatleri hayatımıza aktarmayı;
ve dilimizi kirleten, huzur
yaşamamıza zarar veren bütün
durmayı hepimize nasip eylesin.
sûresinde anlatılan
zihnimizi, kalbimizi
içerisinde birlikte
kötülüklerden uzak
Hutbemi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu
duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Kulağımın şerrinden,
gözümün şerrinden, dilimin şerrinden ve kalbimin
şerrinden Sana sığınırım...” 7
Hucurât, 49/1.
Hucurât, 49/6.
3
Hucurât, 49/11.
4
Hucurât, 49/12.
5
Hucurât, 49/13.
6
Hucurât, 49/15.
7
Tirmizî, Deavât, 74.
1
2
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü